Atlantis'in Batışından Sonra Kurulan İlk Tapınak

Atlantis'in Batışından Sonra Kurulan İlk Tapınak

Samatroki Adası
17Aralık

5 haziran 2018 Salı gecesi İstanbul’dan çıkarak dört saatlik yolculuk neticesinde İpsala sınır kapısından Yunanistan’a giriş yaptık. Pasaport işlemlerimizi gerçekleştirdikten sonra yaklaşık üç saatlik yolculuk sonrası Dedeağaç kasabasına, Samothraki (Semadirek) adasına hareket etmek üzere limanda feribot saatini beklemeye başladık.

Bu zaman zarfında Dedeağaç kasabasını gezecek vaktimiz oldu. Sabahın erken saatleri olmasına rağmen cafelerden kahve kokuları çoktan yayılmaya başlamıştı. Güler yüzlü insanlar bizleri selamlıyordu.

Burada bizim gibi Türkçe konuşan insanlar ile de karşılaşmak mümkündü. Bir pastanede kurabiye kokuları arasında kahvaltılık bir şeyler atıştırdık ve saatimiz yaklaşırken feribota binmek üzere bu küçük sahil kasabasının mis kokulu ağaçlarının altından yürüyerek, limana vardık. Biletlerimizi alıp feribota bindikten sonra adaya iki buçuk saatlik yolculuğumuz başladı.

Adaya giden feribot oldukça kalabalıktı. Feribotun hareketi ile birlikte uçsuz bucaksız maviliğe doğru ilerlemeye başladık. Büyük Tanrılar Tapınağı'na gitmenin büyük heyecanı ile güneşin ışıltısı ve denizin eşsiz maviliği ruhumdaki sınırları kaldırmıştı. Feribot’un limana yanaşması ile birlikte yavaşça inmeye başladık.

Limana yaklaşık beş dakika uzaklıktaki Niki Hotele eşyalarımızı bırakıp, bir araç kiralayarak Büyük Tanrılar Tapınağı'na doğru yola çıktık. Akşam 16:00 sularında tapınağa çıkan ağaçlıklı taş yoldan yukarıya doğru yüremeye başladık, tapınağa yaklaştıkça enerjiyi hissetmek kolaylaşıyordu.

Girişe elli metre kala tapınağın görevlisi karşımıza çıkarak ziyarete kapalı olduğunu söyledi. Hepimiz üzüntü içerisindeydik; kendisine çok uzak yoldan geldiğimiz yarın dönmek zorunda olduğumuzu bize yardımcı olmasını istediğimizi söyledik fakat ikna edici olamadık. En azından tapınağın girişine kadar gitmek istediğimizi müsaade edip edemeyeceğini sorduk, gitmemizin bir şeyi değiştirmeyeceğini söyledi.

Biz yine de tapınağın girişine kadar yürüdük ve kapıdan içeriye baktık. Tam o sırada görevli arkada görüldü, elinde anahtar vardı. Hepimiz şaşkınlık ve tarifsiz mutlulukla ona teşekkkür ettik.

Size tapınakla ilgili sizlere kısa bilgiler vereyim. Tapınak, antik şehrin batı tarafında adanın kuzeyinde bulunan M.Ö 7. yüzyıla kadar en eski din ritüellerinin yapıldığı yer. Kalıcı yapıların M.Ö. 4 ve 3. yüzyıllar arasında yapıldığı düşünülmektedir.

Bu tapınağı diğerlerinden farklı kılan insanların tanrılara adadığı bir tapınak değil bizzat tanrılar tarafından kurulduğuna inanılmasıdır.

Tapınağı kurduğuna inananlar, Atlantis'ten gelen ve Kabiri olarak adlandırılan kişilerdir. Kabiriler; 3. ve 4. Irkların seçilmişlerinden enkarne olan Manular, Rihiler ve Dhyan Chohanlarla aynı varlıklardı. Teogoni’de Titanlar yedi cüce tanrı iken, kozmik ve astronomik açıdan onlara Atlantisliler denilirdi.

Kabiri-Titanların; astronomik olarak, mevsimleri oluşturan ve düzenleyen varlıklar ve kozmik bakımdanda yüce volkanik enerjiler yani tüm metallere ve dünyasal işlere nezaret eden tanrılar olmaları, onların orijinal ilahi vasıfları açısından, dünyaya ışığı getiren ve beşeriyete zeka ile aklı bahşeden ve sembolleri Prometheus olan hayırsever varlıklar olmalarını engellemez.

Her ülkenin kadim tradisyonları; Manu, Thot-Hermes, Oannes-Dogon ve İdris'ten (Enoch). Eflatun ve Panadores’e kadar yedi ilahi soydan, yeryüzünün Lemurya’ya ait yedi bölgesi ile Atlantis’e ait yedi bölgesinden bahsederler: Göksel mekanlarından inerek, yeryüzünde hüküm süren ve beşeriyete astronomi, mimarlık ve bize kadar gelen diğer tüm bilimleri öğreten yedi ilksel ve ikili Tanrılardır bunlar.

Kabiri için ikili sıfatının kullanılmasının sebebi her iki cinsiyeti bir arada barındırmaları ve göksel ve kozmik olmalarıydı. Bu varlıklar önce tanrılar olarak belirir sonra gelişim halindeki insanlığın içerisine karışır, en sonunda ise ilahi Krallar ve yöneticiler şeklinde ortaya çıkarlardı.

Buğdayı ve mısırı üretmek suretiyle ziraati beşerlere ifşa edenlerin Kabiri olduğu söylenir. Bir zamanlar isis, Osiris’in Mısır’da yaptıklarını, Ceres’in Sicilya’da yaptığı söylenir. Bu varlıkların hepsinin aynı sınıftan olduğu düşünülmektedir.

Burayı özel kılan diğer husus ise Büyük İskender’in babasının Philip ile annesinin birbirini seçip ilk kutsal birlikteliklerini yaşadıkları yerdir. Büyük İskender’in eğitim görüp, sefere çıkmadan önce gelip dua ettiği yerdir.

Bu tapınağa girmenin çok katı kuralları vardı. Kan döken askerlerin girişi yasaktı. Bu yüzden kapı girişinden geçen askerleri zakkum zehiri ile zehirlerlerdi. Bu alan yüksek enerjiye sahip olması sebebi ile boyut kapısıdır.

Burada, rahiplerin önünde ritüellerini gerçekleştirdikleri oda içerisinde bir taş ve yine çaprazına karşılık gelen büyükçe bir taş daha bulunmaktadır.

Rahip gerçekleştirdiği ritüellerden sonra hemen ilk taşın yakınındaki mağaraya girer ve burada bir süre vakit geçirdikten sonra dışarı çıkar ve gözle görülemeyen üçüncü taşı gördükten sonra inisiye rahip olurdu.

Tapınağın geçen uzun yıllara rağmen etkileyici görünümü ve enerjisi bulunmakta.

Büyük tanrılar tapınağı ile ilgili ilk araştırma Fransız Konsolos M. Champoiseau tarafından Niki anıtında 1863 yılında yapılmıştır. Buradaki en önemli anıtlardan Temenos yani kutsalın en büyük ve en eski binası, M.Ö 340 yıllarında yapılmıştır.

İero (Kutsal), Temenos’tan sonra en önemli yapıdır. Burada Epoptia denilen gizemlerin ikinci seviyesine inisiyasyon gerçekleşirdi. Saray, gizemlerin birinci seviyesine inisiyasyon yapılan yerdir, yaklaşık M.Ö 1. yy.” “Arsinoi Domesi, Lisimahosun eşi olan Arsinoi Kraliçeye adanmış. Belki de antik Yunanlıların yaptıkları dairesel yapılardan en büyüğüdür. (M.Ö 288-281)

M.Ö 5. yüzyıla tarihlenen Kutsal Çember, gizemlerin izlenmesini ve onlara katılmayı kolaylaştıran dairesel yapıdır.

Ptolemeos B, Filadelfosdan adanmış. M.Ö 285 – 281 arası Stoa merkezi bina kutsalı ziyaret edenler için batıdaki tepenin üstünde kurulmuştur.“

Niki’nin anıtı Semendirek’in Niki heykelinin kuzey tarafında bulunduğu açık dikdörtgen yapıdır. M.Ö 2. yüzyılda yapılmıştır.

Büyük ağaçların ve tapınak çevresindeki etkileyici Zakkum Ağaçlarının arasında patika yollardan Kabirilerin ve Büyük İskender’in ayak izlerinin üzerine basarak tapınağı adımlarken, neşe ve huzurun yanında, kaybetmişliğin, sevdiğine hasret ruhların izdüşümlerini hissederek oradan ayrıldım.